15 Temmuz 2008 Salı

Mirasyedi

Ben ekonomik beklentilerde kotumser oldugumu biliyorum, ama galiba tek degilim.
Turk sinemasinin klasik senaryosudur.
Babasindan kalan paralari yiyen, har vuran harman savuran simarik mirasyedi. Hic para kazanmakla ugrasmadigi icin paraya da deger vermez, insanlara da. Satip savacak her sey bitip meteliksiz kalinca da herkes tarafindan terkedilip mahalle koselerinde ayyas ayyas dolanir.
Gungor Mengi'nin gecen gunku yazisindan:
.....
- Ohoooo... Bütün bunlar çok karışık işler... Hükümet işi gücü bırakarak bunlarla mı uğraşacak, başına dert mi alacak, bunun kolay yolu yok mu ?Para kazanmayı bırakırsınız, para getirmeye bakarsınız... Böylece bu iş gidebildiği yere kadar gider...
- Para nasıl getirilir ? Ülkenin varlıklarını satarsınız. Yüksek faiz vererek borçlanırsınız. Böylece günü kurtaracak ölçüde para bulursunuz.
- Hükümet şimdi “Para kazanmayı bırak / Para getirmeye bak ” politikası mı uyguluyor? Evet.
- Bunu nereden çıkarıyorsunuz? Hükümetin uygulamalarını izleyiniz.

Günü geçiriyoruz
(1) Yabancılara satacak KİT’ler bitti. Hükümet şimdi yabancılara arsa satmaya çalışıyor. TOKİ, şimdiye kadar halka konut satarak para buluyordu. Halk konut alamaz hale geldi. TOKİ şimdilerde Çanakkale Boğazı’nın iki yanındaki kamu arsalarını, kıyılardaki kamu arsalarını yabancılara satma hazırlığı içine girdi.
(2) Yabancılara fabrika yaptırmak için kurulan Başbakanlık Yatırımları Destekleme ve Tanıtma Ajansı, baktı ki fabrika yapmaya gelen yok, şimdilerde yurtdışında kamunun ve özel sektörün varlıklarını pazarlamaya çalışıyor.
(3) Hükümet havaalanlarını, yolları, köprüleri, elektrik üretme ve dağıtma hakkını “iskontolu” (Gelecek yılların gelirini peşin almak arayışında) satışa çıkarıyor.
(4) İçeride faiz yüksek tutularak, dışarıdan ucuz borçlananların ülkeye döviz sokmalarının yolu açılıyor.
- Bütün bunların bir faturası yok mu? Şimdi faturayı düşünmenin zamanı değil. Hele şu günler bir geçsin... Sonrası Allah kerim!..

Hiç yorum yok: