14 Eylül 2007 Cuma

Vallonya ve Liege

Yazacak zaman bulmak zor oluyor ne yazık ki.
İki hafta önce postdoc yapan bir arkadaşı görmek için Liege'e uğradım pazar günü.
Liege Valonya'da, Fransızca konuşan bölgenin en büyük, Belçika'nın 3. büyük kenti. Haut Ittre haricinde Valonya'ya ilk gidişim. (Onu da yazamadım ama çook şirin bir kasabaydı)
Çok sayıda otoyolun kesişiminde olan şehre girmek kolay olmadı, önce merkezi geçip Lüksemburg yönünde gittim. Çok sayıda uzunca tünellerden geçtiğim için hemen dönemedim. U dönüşünden sonra arkadaştan aldığım adresi arandım 1.5 saat kadar. GPS yoktu, telefonla adres girip internetten baktırdım. Fransızlar için burnu büyük, asla başkalarıyla ilgilenmez derler ama Valonlar gayet yardımsever. Konuştuğum bir kaç genç kız yardımcı oldu. (Bir ara bu kızları da anlatmam lazım) O kadar aradıktan sonra adresi buldum. Tarif veren kişi Rue de Agnes yerine telefonda Rue de Fagnes anlayınca şehrin diğer tarafında alakasız bir yeri bulmuşum... (☻*$#~♥◘!!!)
Boşa geçen 2 saat, sonra şehir merkezine girdim. Tarihi bölgeden girmişim, ortaçağdan kalma daracık sokaklarda dolaştım arabayla.
Çok ilginç, aynen korunmuş. İnsana soluduğu hava bile farklı geliyor o ortamda. Tarihi, estetik ama ne yazık ki modern hayatın konforuna uzak evler. Bu güzel mekanlar düşük gelirlilerin yaşam mekanı olmuş, ama yıkılıp üzerine apartman kondurmalarına izin çıkmamış. Şehrin ortasından bulanık bir nehir akıyor, üzeri eski ve yeni köprülerle donanmış.

Sonunda arkadaşla buluştuk. Buradaki doktoranın çok zorlamadığını, öğrencilerin seviyesinin orta düzeyde olduğunu, çok sıkılmadan doktora vs yaptıklarını, bu süreçte devletten yardım ve asistanlık maaşı aldıklarını öğrendim. Amerikadaki pazaryeri ticaretine dönen akademik ortama göre hoşuna gitmiş anladığım kadarıyla. Ama yakında ODTÜ'de hocalığa başlayacak. Bu son zamanlarda Amerikadan doktorasını alıp dönen 7. ya da 8. arkadaşım. Eğer US kendini var eden teknolojik önderliğine dışakorku ve içe kapanarak sırt dönecekse 10-15 yıl sonra bu zamanlarını bile çok arar. Amerika doğu kökenli araştırmacılara sırt dönerken Avrupa şimdiye dek kapalı duran kapılarını açıyor.
Bir Vietnam restoranında hoş bir yemekten sonra katedral meydanında biralarımızı yudumladık.

Valonya'ya ikinci yolculuğumdan da olumlu dönüyorum.
Belçika kesinlikle latin ve cermenik kültürlerin kesişiminde. Nedense Valonları daha neşeli, sıcak ve insani, Flamanları soğuk ve uzak bulduğumu farkettim. Kızlara gelince, flaman kızları genelde daha uzun boylu, ince yapılı, modern hayatın bize empoze ettiği çekici imajına çok uyan ama donuk, soğuk, önyargılı ve pek gülümsemez tipler. Valon kızlarını biraz daha balık eti ve kısa, daha konuşkan ve neşeli, görünüşe önem veren ve dişiliklerini çok daha etkili kullanan diye tanımlamak olası. Genelleme yapmak hatalı, tabii ki mutlak değil. Bu sadece benim ilk izlenimlerim. Toplumlar hakkında genel bir iyi kötü yorumu gibi gelmesin; örneğin Flamanlar sonuna kadar dürüsttür, ama diğer taraftan arada küçük goller yiyebilirsiniz kaçırırsanız.