7 Ekim 2007 Pazar

Ahoy!

Bu haftasonu şirket etkinliği kapsamında Nieuwpoort'ta yarış yelkenlileriyle yarıştık.

İlk defa bir yelkenliye binişim oldu. Denizin ortasında mazot kokusu olmadan ilerlemek çok güzel. Motorlu teknelere benzemeyen, titremeyen, çok rahat bir kayışı vardı teknenin.

Yarış tipi tekneler küçük, bu resimdeki kadar. Sürekli bir hareket, yapılması gereken bir iş var. Ekip çalışmasının, liderin görev paylaşımı yapmasının önemi, ekip içi iletişimin önemi bir anda göz önüne çıkıyor. Bence şirket aktivitesi olarak çok uygun düşen bir olay.

Herkese de bir iş var, kimse oturup seyre bakıp gidemiyor, oturma yeri de yok. Olsa da zaten bu olası da değil, manevralarda tekne içinde hızla yer değiştiriliyor. Fındık kabuğu kadar bir tekne, bir o iskele kenarı üzerinde gidiliyor bir sancak. Bu resimdeki yine büyük, bizim kullandığımız daha küçüktü ve iyice yatırdık. Teknenin bazen bir tarafı suyun içine girecek gibi oluyordu, o durumlarda benim görevim ana yelkenin halatını salmaktı (ve tabii dönüşten sonra tekrar germek). Tekne yön değiştirirken alttan kayıyordu sanki, bir anda düz duvara tırmanır gibi diğer tarafa geçiyorduk.

Aslında bayağı azimli bir ekiptik, ilk yarışta açık ara 1. geldik. Biz bitirdiğimizde yolun yarısını alamamış ekipler vardı. Ama ikinci turun başlamasını beklerken alttaki fin (yüzgeç?) karaya değdi, yani karaya oturduk. Bir anda durduk, iyi sarstı. Rüzgar tekneyi iyice sallamaya başladı, hemen yelkenleri toparladık, arka taraf ağır gelince teknenin önünde toplaşıp bizi çekecek motoru bekledik. Bu da hayatın bir gerçeği, çok çabalasan da ele olmayan faktörler seni engelleyebiliyor. Bu arada benim gömlek de okyanusla bir oldu.

Denizin ortasında şehri uzaktan görmek, yüzlerce teknenin ortasında dolanmak güzeldi. Tabii hep aklımda bunu Ege'de arkadaşlarınla yapmak kat be kat güzel olmalı düşüncesi vardı.

Aslında İstanbul bu tip aktiviteler için mükemmel bir yerde.
Biz 2 saat yol gittik, Avrupa'nın ortasındaki başka sirketlerden uçakla gelenler olyormuş. Haliyle onlar daha üst kademedir. Düşününce iklimi, denizi ve böyle bir aktiviteyi besleyecek çok sayıda şirketi ile İstanbul'da iyi bir potansiyel var. Ama sanırım bu tip aktif etkinliklere pek alışık değil Türk şirket kültürü.
İlgilenenler için, www.sailingteam.com

2 yorum:

yavasyavas dedi ki...

demek sen de tanıştın bu zevkle

MG dedi ki...

Evet :)
Ege'de bir kac gun acilmak, arkadaslarla dolanmak super olmali.
Seni kiskanmamak elde degil ;)