10 Haziran 2008 Salı

Now, I will sing an aria!

Başlığı Unicef iyiniyet elçisi Danny Kaye çocuklara müziği sevdirmek için yaptığı bir opera tanıtımında espri olarak söylemişti - sahneyi dolduran insanları boşaltmak için. Ve onlar da kaçışmışlardı :)

Operanın ve klasik müziğin gelişimi biraz böyle Türkiye'de. Hep anlatırlar ya cumhuriyetin ilk yıllarında bir zaman CSO Sivas'ta konser vermiş. Çıkışta sormuşlar şehrin ileri gelen kalburüstü vatandaşlarına nasıl buldunuz diye. Hepsi ballandıra ballandıra ne kadar beğendiklerini anlatmış. Kalantor eşraftan bir amcaya da sormuşlar. Valla Sivas Sivas olalı böyle zulüm görmedi demiş.

Devlet operayı ve baleyi destekliyor ama çok fazla ilgi yok. Ama biraz da program seçerken eğitime yönelik parçaların seçilmesinden de kaynaklanıyor. Bazı ismi çok bilinen operalar var, ama programlarda yer almıyor. Oysa bu halk daha Opera 101'i almadı ki Opera 328'i anlasın.
Yıllar sonra Kuğu Gölünü nihayet reportuvara eklediklerinde gitmek için o kadar uğraştığım halde bilet bulamamıştım. DOBGM sitesine üyeyim, biletler satışa çıktığı günün sabahı baktığım halde tüm salon dolu olurdu. Demem o değil ki Carmen ya da başka ünlü operalar sahnelendiğinde tüm şehir akacak izlemek için, ama sahnelerin salonların boş kalmayacağını düşünüyorum. Planlayıcılar belki de ilgisizlikten şikayet etmektense nasıl bir kültürel platform üzerine temel kurduklarını düşünmeli, 1. kat bitmeden çatıya başlamamalı.
10 Operas You Didn’t Know You Already Like
Zaman ayırabilirseniz ariaları dinlemenizi tavsiye ederim. Hikayeler de çok ilginç, çok romantik ve çok acıklı. Sanırım operada basit duygulara yer yok, her şey uçlarda, sınırda yaşanıyor. Zaten öylesi ilginç geliyor. İlk aria beni çok etkiledi.

Hiç yorum yok: