11 Temmuz 2007 Çarşamba

Blogcunun hası bilgisayarından bellidir

Arkadaş bloga heves ettiysen elinin altında her zaman bilgisayar olacak. Bu bilgisayar da kıvrak olacak, acar olacak, netin içinde olacak.. Öyle ünleyin Musa Emmiyi gelsin karşı köyden şeklinde çalışan bir aletle olacak iş değil bu. Hani gönül istiyo daha bi yazalım, gerçeklerden kopuk hayatlarımızda kendini ifade etme yoksunluğunu böyle atalım ama imkanlar el vermiyor.

Estetik fikir (ilham ya da) dediğin kelebek gibi. Sık sık aklımda iyi fikirler dolaşıyor ama akşam eve gel, yorgunluğu at, yemek ye, bilgisayarı aç, işte yapamadığın günlük web dozunu al silsilesinden sonra geriye yazacak bir şey kalmıyor. Oysa güzel iki üç cümle oluştuğu zaman hemen döküp atabilsen malzeme rahat çıkar. Zaten bir explorerdan diğerine geçmek 2 dakika ve harddisk gırıltısı çekmek demekse aman kalsın diyor insan.

Benim de bir ara bu blog konusunda ne yapacağıma bir karar vermem lazım.
Konu çerçevesi Mehmet çelebinin Brükselnamesi olarak kalacaksa er geç malzeme biter. İlk başta garip gelsede bir süre sonra her şeyi kanıksarım buradan malzeme çıkmaz. Zamanla buraya kontrastlarımın referans noktası olam Türkiye'den de uzaklaşmaya başlarım. Sanırım olayın turistik kısımlarının ötesinde başka şeyleri de çorbaya katmak gerekecek.
Ya da unutulmuş bloglar köyüne gider bu blog da.

2 yorum:

decato dedi ki...

Malzeme bitmez bence kolay kolay. Bulundugun sehri ulkeyi anlatiyosan bile kendi deneyim ve goruslerine gore yapiyosun bunu.

Devam et.

yavasyavas dedi ki...

biter mi hoca yazacak şey, yola devam.
okuduğun blogların ikisi yemek üzerine. afiyet olsun